21 Ağustos 2016 Pazar

“Yırtık Dondan Fırlamak” Deyimi!


Çok enteresan hani herkesin başına gelmiş bir durumdur. Bazen hiç beklemedik bir anda böyle durumla karşı karşıya kalabilirsiniz. İnsan ne diyeceğini ne yapacağını şaşırıp kalıyor.

Hani derler ya köpeğin yoksa sahibinin hatırı var!
Sahibini severim, yemişliğimiz içmişliğimiz gönül muhabbetimiz var.
Orta da “hatır” var yani!

Bazen ikili üçlü bir koalisyon oluşturur ve güzel güzel, tatlı tatlı, bazen az acılı adana kebabı tarzında ve koalisyondaki insanlar birbirlerine gayet saygılı muhabbet ederken; “Herif”in biri selamsız sabahsız konuya bodoslama dalarak kel alaka, anlamsız, ipe sapa gelmez bir şeyler yazar, çizer yapıştırır! Hani, nedir bu, derdin ne? Diye sorsan cevap verecek kelimesi, cümle kuracak beyni yok (!) resmen beyinsiz yani! Konuya maydanoz olarak insanların keyfini kaçırması bir yana kalitesini, kumaşını göstermesi bir yana.  (Lan olim sen susarken biz seni adam sandık ya laaa!  Sen aşağı sınıf bir insanmışsın bea maydanoz Rıfkı! )

Biz bu yazım dünyasında, kendinden ünlü ve farklı yeteneklere sahip insanlara saldırarak şöhret olmak isteyen sözüm ona kıskanç, fesat, saygısız, tutarsız, dengesiz ve olur olmaz yerde peyda olan geri zekâlı insan artıklarını çok gördük!  “Haa bakın bende varım, aha da laf soktum, boyum da uzadı, kınamı da aldım akşama malum yerime yakacağım kapişşş... diyerek ortalığı boka sarıp kaçan veya sonraki hamleyi yapamayan tip oğlu tipler. Bunlara sümsük, birilerinin kıç yalayıcıları da diyebiliriz!
Onursuz, gurursuz, beleş mevki sahibi olmuş asalak gillerdendirler.  Bu tip insanların en önemli özelliği de kendilerinin içinde olmadığı konuları bulandırırken kendileri için yazılan böyle güzel (!) yazılara duyarsız kalmalarıdır. “Aman canım bana yazmış olamaz” diyerek es geçerler. (Ama diğer konuya bodoslama daldın ya gerzek!!!)

İnsan namı, şöhreti tırnaklarıyla kazıya kazıya elde etmeli; birilerinin muhabbetine salça olarak değil, birilerinin konusuna yırtık dondan fırlar gibi bodoslama dalarak değil. Usul adap bilmezsen öğretirler. Öğretirken adamı davul gibi gererler ha bunu bileydin maydanoz Rıfkı!

Bu “yırtık dondan fırlama” deyimini biraz açalım bakalım bu güzide sanal dünyamızın sanatçıları ne demiş;

-lüzumlu lüzumsuz her konuya fikir yürüten insan davranışının defolu bir iç çamaşırı vasıtası ile betimlenmesi.
-muhabbetin tam ortasına saçma sapan bir cümle ile muhabbetin içine eden kimsenin yaptığı.
-her şeye atlayan ablak herifler için kullanılan güzide bir deyimimizdir..
-her boka maydanoz, üstüne vazife olmayan her ise zıpçıktı gibi atlayan, çeşitli yer ve durumlarda muhakkak bir tane olan sinir bozucu adamın eylemi...
-olur, olmaz her şeye atlamak, salça olmak.
-genelde değil her şeyde konuyla alakasız yerden giriş yapan kişiye söylenilen tabirdir.

Aslında belden aşağı yorumlar da az değil; elalem yırtık dondan fırlar gibi başkalarının konusuna salça olmaya utanmıyor olabilir ama biz her söyleneni yazmaya utanıyoruz maalesef! İnsanın iki dudağının arasından çıkan kelam o insanı bağlar. İşte o kelamın niteliğine göre bu insan ya vezir olur ya da rezil!

Ne diyelim Allah fikir versin, Allah akıl versin, Allah kalbine göre versin!
Yani kalbi pis ise gideceği yer çöplüktür.
Vallahi acımam billahi acımam;
Anca gider....

İnsan kendisine saygı bekliyorsa karşısındaki insanlara saygı duyacak, ha saygı duymak zorunda değil ise o zaman bulaşmayacak! Hırsına ihtirasına egosuna gem vuracak! Geçerken uğradım bir laf soktum, hadi bana eyvallah...
Yok öyle bedel ödemeden çekip gitmek!
Ya haddini bileceksin, ya da adap, üslup, efendilik öğreneceksin kardeşşşş!
İmza

M.Talip Girgin

3 Haziran 2015 Çarşamba

Güzeldi Ama Bitti!

Bir değil iki değil. yaşadığım süre içinde inandığım sevdiğim  kendime dost bellediğim, kardeş ağabey dediğim ne insanlar gördüm ben. Neler paylaşmadık ki! Bazen peşinde koştuğumuz kendimize görev addettiğimiz, misyonluğunu yüklendiğimiz, örnek olmak için maddi manevi kendimizi yıprattığımız, tüm olumsuzluklara rağmen bulmaca çözer gibi zevk aldığımız bir mücadele içinde olmak çok güzeldi. Etrafımızda sıradışı insanların bulunması, onlarla aynı düşüncede olmak, onlarla dirsek temasta olmak hakikatten çok güzeldi. Dalında uzman, eğitimli insanlarla yapılan sohbetler çok bilgilendirici ve eğiticiydi. Bir gün beni bu tatlı rüyadan yazımın başında da dediğim gibi kendime dost bellediğim bir ağabeyim uyandırdı!

"Ne oluyoruz?" dedim kendi kendime; Nasıl döndük böyle tersi tersine! Hedefi niçin şaşırdık? Ben birçok insanın Talip ağabeyi veyahut Talip kardeşi iken; nasıl düşersin bu tuzağa dedim kendime! Sonra durduğum yer sinmedi içime. Ben bir amaç için çıkmıştım yola ve bu yol, arkadaşlarımın özgürlüğüne kısıtlama getirecekse ben yokum dedim.

Ve o tatlı rüya bitti.


21 Ocak 2014 Salı

Beyefendilik te bir yere kadar!


Ben ne bir evliyayım ne de bir ölümsüz.
Bende her insan gibi hata yaparım,
Buna da herkes kadar hakkım var.
Ama ben çok sabırlıyımdır çok!
Ne insanların kulağındaki küpesine karışırım ne kadehindeki içkisine!
Ne insanların ibadetine karışırım ne de kiminle flört ettiğine.
Haddime mi benim böyle bir densizlik?
Ben insanların yüreğine bakarım, mert oluşuna, dik duruşuna.
Kimin ne kadar yavşak olduğu, piç, puşt olduğunu yazmaya gerek yok ki!
Onlar zaten kendilerini kendi sayfalarında boy boy ifşa ediyorlar azizim!
Armudun sapı üzümün çöpü; kendini beğenmiş züppeler
Bize rahatsızlık verdiklerinde yapacağımız tek iş;
Onların sanal orospuluklarına son vermek…
Yani tıbben ölmüş iseler, hayata döndürmeye çalışmanın anlamı yok
Çek fişini!

İttir gitsin sanal çöplüğe…

8 Şubat 2013 Cuma

Mevzu balık, konu şarlatanlar!


Bazen kendi çıkarlarını korumaya çalıştığımız insanlar arasından farklı algılama ve düşünceyle karşımıza alaycı bir eda ile dikilenler ve alelacele fütursuz şekilde anlamsız ve gereksiz yazı yazanlar olacaktır elbet! Bunlar, bazı kurum ve kuruluşların temsilcileri olabileceği gibi basık ezik insanların kendi eylem tarzı da olabilir!
Siz onların neşeli göründüğüne, güldüğüne bakmayın… hepsi yalan ve aldatmadan ibaret beyhude çırpınışlardır.
Güzel memleketimizin gelenek ve göreneklerine neşter vuran; geleneksel değerlerimizin gündeme gelip sahiplenilmesi, yaşatılması noktasında; kendi kişisel menfaatleri ve egoları yüzünden insanlar arasında kaos yaratacak açıklamaların özünde, hasetlikten başka bir şey yoktur…
Mal mülk, makam mevki, ihtişam ve unvan; tek yaşama gayesi olmuş bu kişiliklerin “BEN” duygusundan kurtulamamış olanlarını “BİZ” Kelaynak kolonisi gibi koruma altına alıp; onlara son günlerinde kendinde olmayan hoşgörü ve sabrı göstermeye çalışıyoruz!
Kendilerine adam kıtlığında veya yasal boşluktan elde ettikleri imkânlar dâhilinde tekrar yetkiler verilse idi; bu gün de geçmişteki gibi yaşamaya çalışır; tabuları yıkmak ve bir şeyleri düzeltmek için “BİZLER” kendimizi paralamazdık! Yasakçı zihniyetin, bilgisizliği ve beceriksizliği yüzünden ülkem insanı, hakkı olanı alamamakta; üstelik zaman zaman suçlanmaktadır! Her şeyden önce konusunda uzman olan bu ülkenin yetiştirdiği Üniversite Hocalarına saygısızlık etmek ve onların öğrencilerinin şevkini kırmak anlamına gelmektedir.
“BİZ”LER Yani duyarlı insanlar olarak en azından kendi mantığımızı ve özgür irademizi kullanarak kimin yanında olacağımıza kendimiz karar vermeliyiz. Yasakçı ve “BEN” duygusuyla statüko’yu korumaya çalışan bencil insanların davranışlarını ya görmezden geleceğiz, ya da bunların hegomanya’sına son vereceğiz! Ülkemizin gelişmesi ve haksız rekabetleri önlemek için her platformda vatandaşlık bilinci içinde birlik ve beraberliğimizi koruyup mücadelemize devam edeceğiz…
Amacımız; coğrafyamız üzerinde bazı statükocuların keyfi sürdürdüğü “yasak”ları tekrar gündeme getirip halkımızın hizmetine açmak olduğu gibi; ihtiyaç duyulan yeni tedbirlerin alınması için önerilerimizi gerekli makamlara ileteceğiz.
2013 yılı Denizlerimiz ve yeniden yapılanmamız noktasında bir mücadele yılıdır. Ne istediğini bilenlerden olmak için birbirimize kulak verelim…
Kötülere tekrar güçlenme fırsatını vermeyelim…
Saygılarımla…

11 Nisan 2012 Çarşamba

Offf yaa... Ben neden "YAZAR" oldum ki?


Offf yaa arkadaş ben neden  "YAZAR" oldum ki?
Kendimi topluma örnek vatandaş göstereceğim diye göbeğim çatlıyor! Oysa bende sıradan bir vatandaş gibi aklıma eseni "yorum" diye yazmak, ucu bana kadar gelen, sözde yazılara ve yazı sahiplerine bir güzel nihavent makamından giydirmek istiyorum!
 Eskiden sokak dalaşı yapardık... mahalle kavgası. Sırtımızı bir büyüğümüze yaslar ondan aldığımız güç ile karşı mahallenin alayını taşlardık. Çocukluk işte!
Kim suçlu kim suçsuz bilmezdik. Kişinin karşı tarafta olması ona taş atmak, küfür etmek için yeterli sebep sayılırdı. Şimdi de değişen bir şey yok aslında. Bizler kocaman çocuklarız! Ağzımızdan pervazsızca çıkan sözlerin nereye gittiğine dikkat eden mi var (!) ne arkadaşlık hatırı kalmış ne büyüklere saygı. Herkes padişah anasını sattığım.

Ülen arkadaş ben neden "YAZAR" oldum ki? Aşağı mahalle de de, yukarı mahalle de de, birçok insan bana “SAYIN YAZARIM” diyor. İyi ama arada ki fesatları ne yapacağız? Hasetleri, ustalığımızı çekemeyenleri???
Mahallenin ortasında delinin biri ulu orta tüm yazar ve üstatlara artı ona saygı duyanlara hakaret ediyor.

Yani şimdi ben bu pervazsızlara çıkıp bir şey söylesem; bu pervazsızlar yine meydanlara çıkıp; “Ha ha ha, bakın o çok sevdiğiniz "YAZARINIZ" size bunu bunu, dedi” diye asılsız haberler ile insanları galeyana getirip hiç yoktan polemik yaratacaktır. Çünkü "kodoşluk" bu tip insanların hayat felsefesi olmuştur. Kendi şahsına söyleyeceklerimi, hiçbir şeyden habersiz “ aynı mahalle arkadaşlarıma” söylemişim gibi göstermeye kalkacak!

Offf yaa ben neden "YAZAR" oldum arkadaş? Oysa bende bazen sıradan patavatsızlar gibi çıkıp ortaya; insanlarımızın arasına nifak ekerek, onları, kendi kötü emellerine alet eden sahtekarlara, ağız dolusu sövmek istiyorum! Birikmiş enerjimi, toprağa verir gibi; bu şahsiyetlere en kralından takdim  ve servis etmek istiyorum!!!
Mesela bir akşam kafayı çekip, Topkapı surlarının en tepesinden, polis beni aşağı indirene kadar bağırarak Şiir okumak isterdim!

Aklında var tilkilik
Fikrinde var kahpelik
Elinde var sahtelik
İçinde var hasetlik
Kanı bozuk Şeref-sizin!

Kodoşluk onun mesleği
Kötülük için atar yüreği
Vefasızlıktır sergilediği
Tuzu kuru pezevengin!

Kimi, sevgiden söz eder
Arkadaşlıktan...
Kimi, nifak tohumu eker...
Acıdan, puşt-luk tan!

Başkasına yalaka der
Yalakanın ası!
Tek tek satar dostlarını, güya kuralcı! 
Dinsiz, imansızların padişahı...

Offf yaa ben nereden “YAZAR” oldum arkadaş? Topluma örnek olacağım diye göbeğim çatlıyor vallahi!!! Kendimi zor tutuyorum. Yani insanları sevmek, büyüklere saygı, küçüklere sevgi göstermek, huzuru, sükuneti   sağlamak, balıkları ve tüm canlıları korumak efendilikle olmuyor mu?
Offf yaa...
Sonunda çıkacağım "Surların üzerine!"
Yetti ama...

24 Ocak 2012 Salı

Al Sana Jest (!) Sülün İndrakadri!


İndrakadri dul kadınlara takmış ve onları evlenme vaadi ile  dolandırmayı meslek edinmiş. Tabi alenen para istemiyor ama karşısındaki insana öyle bir kur yapıyor ve ağlaşıyor ki. Kurban mecburen indrakadri’ye istediği parayı veriyor.

İndrakadri paraları cukkaya indirdikten sonra aldattığı bayandan kurtulmak için arayı soğutuyor ve olmayacak alınganlıklar gösteriyor.

Tabi şimdi hedefinde başka dul varlıklı kadınlar var!

Mağdur nikâhtan kaçan İndrakadri’den kaptırdığı paraları geri istediğinde İndrakadri’nin cevabı “ben senden para istemedim ki o senin bana bir jestindi! Hiç jest geri istenir mi?” diyormuş.

Şimdi bende buradan İvedik abimizin evrensel işareti ile "AL SANA JEST- SÜLÜN- İNDRAKADRİ" diyorum.

Evlenme vadiyle aldattığın mağdurun parasını vermezsen  sana yapacağımız öyle jestler var ki hayal bile edemezsin. Bekle gör...



                                                                                                İNDRAKADRİ AĞLIYOR!
 “Kendi düşen ağlamaz.”
Evet, ne güzel söylemiş Ata-larımız değil mi? Sen düş, ondan sonra ağla... ıngaaa ıngaaa... Sen doğru yolda değilsen, senin yerler de sürünmenden başkaları neden sorumlu olsun ki?
Sen, sürü psikolojisine uymayacağım diyorsun...
Yani aykırı bir kimlikte ve kişilikte olduğunu beyan ediyorsun...! Eee ne oldu şimdi? Neden seviyesiz (!) bulduğun sürüye dert yanıp onlardan medet bekliyorsun...
Sen değil misin o sürüden (!) kurban seçen?
Sen Ata-na ses ver...
Düşme...
Doğru yol tut...
Bu yoldan sana hayır gelmez...
Postunu yüzerler,
Davul gibi gererler
Her avın bir avcısı vardır unutma!
Sen kolay avsın avcı için! 
M.Talip Girgin. 


İNDRAKADRİ'NİN AŞKLARI!

Efendim bu bölümde İndrakadrinin aşklarını ve ahlaksız yazılarından örnekler göreceksiniz!

.......................................................................................................
.....................................................................................................
........................................................................................................
.....................................................................................................

 İNDRAKADRİ'NİN TUZAĞINA DÜŞENLER...

Başlıktan da anlaşılacağı gibi bu bölümde İndrakadrinin haraca bağladığı yorum destekçi asalaklardan örnek davranışlar göreceksiniz!

.......................................................................
.........................................................................
............................................................................
...............................................................................

 İNDRAKADRİ'NİN YEMLEMESİ!

Burada İndrakadrinin tava getirdiği kurbanlardan örnekler göreceksiniz!

....................................................................................
......................................................................................
.........................................................................................



 İNDRAKADRİ'NİN DEŞİFRE OLDUĞU AN!

Başlıktan anlaşılacağı gibi deşifre olmuş İndrakadri'nin çaresizlikten ne yapacağını bilemediği anlardan örnekler sunulacaktır.

..............................................................................
................................................................................
..................................................................................

15 Aralık 2011 Perşembe

Alın size TEST!

Duyduklarıma, gördüklerime inanamıyorum. Bazı insanların riyakârlığına ve pişkinliklerine pes diyorum. Meğer dört bir yanımızı isimsiz evliyalar, iyilik meleği kesilen Rabialar, içindekini kusmak için fırsat kollayan haramiler sarmış ve bizim bundan haberimiz yok!  

Şimdi aniden bir test yapasın geldi! 
Sorular:
1.     Ezildiğini düşündüğünüz bir arkadaşınızı korumak maksadı ile yazdınız mı?
2.     Siyasi görüşünüze uymadığı için bir yazanı hedef alarak eleştirdiniz mi?
3.     Arkadaşınızın ikiyüzlü, dört kimlikli biri olduğunu bildiğiniz halde bilmezlikten geldiniz mi?
4.     Herkesin resmini, videosunu çekip röportaj yapıp yayınlarken kendi suretinizi gizlediniz mi?
5.     Sizi ilgilendirmeyen meseleleri “arkadaş desteği” olarak gündeme getirdiniz mi?
6.     Dul erkekler ve dul bayanlar ile toplantı yapıp onlara palyaçoluk yaptınız mı?
7.     Kendinizde olmayan örnek davranışları karşınızdaki insanlarda aradınız mı?
8.     Yanlış anladığınızı anlamamazlıktan gelip, anlamak istediğiniz gibi hedef göstererek tribünlere oynadınız mı?
9.     İnsanları eleştirirken kendinizde olmayan özellikleri onlar da aradınız mı?
10.   İnsanları zan altında bırakacak üstü kapalı yazıları yazdığınızı inkâr ettiniz mi?
11.   Daha çok okunmak ve yorum almak için nabza göre şerbet verdiniz mi?
12.   Şizofren duygulara sahip misiniz?
13.   Psikopat mısınız?
14.   Tribünler olmazsa yaşayamayacağınızı mı, sanıyorsunuz?
15.   İllaki sizi pışpışlayacak birilerinin olmasını mı gerekli?
16.   Yaşını başını almış biri olarak, halen ilkokul dönemi çocukları gibi hak etmediğiniz halde, sevgi saygı hoşgörü beklentisinde olmanız, sizin büyümediğinizi, hayal dünyasında gezdiğinizi çocuklaştığınızı göstermez mi?
17.   Kulak üstü saçlarınızı uzatıp kelinizi saklamaya çalışmanız, sizin gerçekleri de böyle kamufle etmeye çalışmanızı göstermez mi?
18.   İllaki ortamı kişiselleştirmek ve birilerine yağ çekmek zorunda mısınız?
19.   Gizemli duruşunuzun ardında çocukluğunuzda geçirdiğiniz bir travmanın etkisi mi var?
20.    Siz “evde tek başına” kalamaz mısınız?
21. Adınıza msn adresi alırken (!) zorlandığınız oldu mu?
 Yazılan test sorularına çoğunluk olarak “hayır” veya “evet” cevabı vermiş olsanız bile rahat olun! Sizi Allaha havale ediyorum. Çünkü vicdanları yargılayacak mahkeme salonumuz... kalpleri açıp içindekini görecek tıp doktorumuz, henüz yoktur.   (Hadi yırttınız gene)  :))
Not: Arkadaşlarımın o engin sevgi ve hoş görüşüne sığınarak yazmış olduğum test yazımın hayırlara vesile olmasını dilerim.
Tüm MB dostlarımın bu yazımı paylaşmasını, (paylaşmayanların iki elim yakalarında) testlere doğru cevaplar vermesini temenni ediyorum.
Yazının taklit olduğunu savunan ve sağa sola anlatan arkadaşa en iyi cevabı İvedik güzel bir şekilde veriyor. Dahası bozar adamı!  

12 Aralık 2011 Pazartesi

Mizah...



Sayın okuyucular 545’inci ihbar da boşuna çıktı. Bu haber milletin canını iyice sıktı. Şimdi bütün ülkede bu cinayet konuşuluyor. Elbette konuşulur. Kimse bu güne kadar böyle vahşi bir cinayet görmedi. Hiçbir forum sitesi katili bulana 100.000 lira ve bir ay palandökende tatil vermedi...

Yalnız biz veriyoruz; yeter ki bu canavar ruhlu canavar bulunsun istiyoruz. Bilindiği gibi bundan 2 hafta önce Taksim-Beyazıt belediye otobüsünde ayakta kalan 67yaşında ki Raziye Panikatak isimli bir kadın “ Yazıklar olsun İNSANLIK ÖLMÜŞ BE!...” demesi ile bu cinayet gün ışığına çıkmış fakat, katil bulunamamıştı.
Günlerdir sürdürülen yoğun çalışmalar, ne yazık ki bir sonuca ulaşamıyordu. Fakat kolluk kuvvetleri katilin tipini yavaş yavaş tespit etmeye başladılar. Buna göre katilin orta boylu esmer, içine ezik, çember gözlüklü Anadolu yakasında oturması kuvvetle muhtemel pısırık etrafındaki insanlar tarafından pek sevilmeyen bir tip olduğu söyleniyor.

Bir takım yetkililer de, katilin takım elbise giyebileceğini saygın bir meslekte tesadüfen bulunabileceğini belirtiyorlar... Bu arada sitemizden 100.000 TL yi kapmak ve bir ay tatil yapmak isteyenler gün geçtikçe çoğalmaktadır. Katil adayları her gün birbirlerini temizlemekte ve eşkâli bildirilen katile benzettiklerini toz etmektedirler. Dün akşam geç vakitlerde yine bir katil adayı site yöneticimiz tarafından pirinç gibi ayıklanmıştır.

Baskıya girdiğimiz sırada aldığımız bir habere göre sitemizdeki en yaşlı üyemize yine çakma bir ad ile mail atan bir şahıs. “Sen iyi insansın ihtiyar dur sana bir kopya vereyim... insanlığı kim öldürdü diye boşuna aramayın. Katil benim ve bu akşamda aranıza başka bir çakma isimle katıldım ve istediğim gibi dolaşıyorum. Verilen eşkâl yanlıştır ben insan değil bir hayaletim. Sıkıysa yakalayın! Demiştir.

Şahsen ben buna OOOhAAAA diyorum. Pes yani!

Görgü şahitlerinin ifadesine göre eşkâli yanda ki resme benzemektedir.